Bir Zulmün Başlangıcı: Filistin'e Veda (Film Tahlili)
Bir Zulmün Başlangıcı: FİLİSTİN’E VEDA
Vizyon Tarihi: 1995
Yönetmen: Seyfullah
Dad
Oyuncular: Salma
al-Masri, Giana Eid,
Cemal Süleyman, Bassam Kousa.
Cemal Süleyman, Bassam Kousa.
Tür: Dram
Ülke: İran İslam
Cumhuriyeti, Suriye.
Süre: 120 dk.
Yönetmen ve
Oyuncular Hakkında:
§
İranlı senarist, yapımcı ve yönetmen Seyfullah Dad (سیفالله داد)
Hürremşehr'de doğdu. Sina Filmin kururucsudur. İran Sinema Evine başkanlık
yaptı. 1997 ile 2000 yılları arasında ise İran'ın Kültür ve İslami İrşad
Bakanlığında başvekillik yaptı. Birçok başarılı esere imza atan Seyfullah Dad
2009 yılında vefat etti.
§
Suriyeli oyuncu سلمى المصري (Selma el-Masri) 10 Ocak 1948 tarihinde başkent Şam'da
dünyaya geldi. İran-Suriye ortak yapımı Filistin'e Veda (1994) filmindeki rolü
ile sinema kariyerine başladı. Ardından birçok Suriye ve Ürdün film ve
dizisinde rol aldı. 2016 yılında Suriye Kültür Bakanlığı tarafından sanat
kategorisinde Devlet Takdir Ödülü'ne layık görüldü.
§
Suriyeli oyuncu بسام كوسا (Bessam Kusa) 7 Kasım 1954'te Suriye'nin Halep kentinde
dünyaya geldi. 1980'lerde sinemada rol almaya başlayan Bessam Kusa, 1994'de
İran-Suriye ortak yapımı Filistin'e Veda filminde rol alarak Orta Doğuda ismini
duyurdu. Ardından Abdurrahman Kevâkibi'nin hayatının anlatıldığı Turab
el-Ğureba (1998) filminde rol aldı. Şu anda Lübnan'da ikamet edip Lübnan yapımı
başarılı film ve dizi projelerine aktif olarak katılmaktadır.
§
Suriyeli film yapımcısı, yönetmen ve oyuncu جمال سليمان (Cemal Süleyman) 20 Kasım
1959 tarihinde Suriye başkenti Şam'da dünyaya geldi. Şam'daki Yüksek Tiyatro
Sanatları Enstitüsü'nde oyunculuk okudu. Sahnede tiyatro oynayıp televizyon
dizileri yaparak sanat kariyerine başladı. Eğitimine İngiltere'de devam eden
Cemal Süleyman, Leeds Üniversitesinde tiyatro alanında master yaptı. 1980'lerde
profesyonel bir aktör olarak Şam'a döndü. 1994'de Filistin'in İşgali konulu
İran filmi Filistin'e Veda filminde rol alarak ismini tüm Arap ve İslam
dünyasına duyurdu. Ardından Suriye Televizyonu dizisi Salahaddin (1995)'de
Hükümdar Selahaddin Eyyubi'yi canlandırdı. Halim (2006) filminde rol alarak
Mısır'da da ününü duyurdu ve Şeytanın Bahçeleri gibi birçok Mısır televizyon
dizisinde de rol almaya başladı. Orta Doğu ve İslam Dünyasından birçok projeye
katılan Cemal Süleyman, son olarak İran İslam İnkılabı yapımı Rastakhiz
(Diriliş Günü) filminde rol aldı.
§
Suriyeli oyuncu جيانا عيد (Giana Eid) 1963 yılında başkent Şam'da dünyaya geldi.
1983 yılında Sanat Fakültesinin Oyunculuk Bölümünden mezun oldu. Henüz 18
yaşında iken rol aldığı Yarım Metre Olayı (1981) filmi ile sinema kariyerine
başladı. Ardından birçok Suriye, Ürdün ve İran yapımı film ve dizide rol aldı.
Giana Eid, şu an Suriye'de Dramatik Sanatlar Fakültesi Dekanı olarak hizmet
vermektedir.
Filmin Özeti:
Yahudilerin Filistinlilere yaşattıkları zulmün
başlangıç hikâyesi. Yıl 1948. Yer,
Filistin'in önemli sahil kenti Hayfa. Kendini halka adamış bir doktor, eşi ve
küçük çocukları Ferhan. Dr. Said ve eşi,
bir gün tren istasyonunda bir bombalama eylemine şahit olurlar. Dr. Said, eylemi
yapanın kendi çocukluk arkadaşı olduğunu fark eder. Yahudi arkadaşının artık Siyonist
rejimin oyuncağı haline geldiğini görmesi onda derin yaralar açar. Kısa bir
süre sonra arkadaşı Filistin topraklarını işgal eden Siyonist rejimde görev
alır. Tüm Filistinliler o anlardan sonra artık kendi vatanlarında korunamayacak
hale geleceklerdir.
Değerlendirme:
Yazıma belki de
filmin özünü oluşturan cümleleri alıntılayarak başlamak istiyorum. Said’in
babası Reşid, eşi Safiye’ye şöyle söylüyor: “Şimon, Siyonistler ve sen, hepiniz
tek bir şey istiyorsunuz: Evlerimizi terk edip göç etmemizi. Herkes kendi
menfaatini düşünürse ve onu ülke menfaatinin üstüne koyarsa o zaman ne olacak?
Koyun sürüsüne dönüşeceğiz. Sessizce ve sakince yemlenirken çevremizde olanları
hissetmezken birden uyanacağız ve bıçak boğazımıza dayanmış olacak!”
Film iki bölümden
oluşuyor. Birinci bölüm, Yahudilerin terör saldırısıyla başlayıp Said ve
Latife’nin bebekleri Ferhan’ı kurtarmaya çalışırken kurşun yağmuru altında
öldürülmeleri ve de bebeklerinin bir başına kalmasıyla son buluyor. İkinci
bölüm ise Polonyalı Yahudi bir çiftin Varşova’dan getirilip Said’in evine
yerleştirilmesiyle başlıyor. Koşen ailesi bebeği yanlarına alıp Ferhan olan
adını Moşe olarak değiştiriyorlar. Aynı şekilde evde Müslümanlığın sembolü olan
tüm eşyalar da kaldırılıp yerine Yahudiliğin sembolü olan eşyalar
yerleştiriliyor. Benzer bir metafor olarak gramofon karşımıza çıkıyor: Said’in
annesi ve eşiyle birlikte Arapça şarkılar dinlediği gramafondan artık Yahudi
müzikleri duyuluyor. Bebek ve evle birlikte şehrin de Yahudileşmesine şahit
oluyoruz. Önce sadece Müslümanlar şehirden çıkarılıp Hristiyanların kalmasına
izin verilmişken sonradan Hristiyanlar da çıkarılıp sadece Yahudilere izin
veriliyor. İlk etapta Arapça yazılarla
dolu olan duvarlar (En dikkat çekicisi Latife’nin Müslümanların öldürülüşünü
görürken arkada beliren “Filistin Arap’tır” yazısı.) ise bir anda yerlerini
İbrani harflerine bırakıyor. Filmde tekrarlanan bir diğer metafor ise merdiven
basamakları. Merdiven bazı filmlerde kaosu simgelemek için kullanılıyorken
burada hem Yahudilerin Müslümanları bir
meydana toplayıp üzerlerine ateş açmasının hemen ardından gösterilmesi
sebebiyle kaosu hem de basamakları çıkan
Yahudi askerlerinin sadece ayaklarının kadraja alınması sebebiyle planlarının
ilerlemesi ve kazanılmış bir zaferi simgeliyor.
İlgi çekici başka bir mesele ise Koşen çiftinin Moşe
(Ferhan)’nin hayatını filme çekmeyi istemeleridir. Burada Yahudilerin
yaptıkları zulmü sanatı kullanarak meşrulaştırmaya çalıştıklarını ve Arapların
kötü Yahudilerin ise iyi insanlar olduğunu tüm dünyaya göstermeye
çalıştıklarını görüyoruz. Şimon ile Mr. Koşen arasında geçen diyalog da bunu
kanıtlıyor:
“Şimon: Şu talihe bakın. Sanat, müzik ve tiyatroyla alakam
yok. Benim kültür ve sanat şubesi müdürü olmamı istemişler. İşin tuhafı
sanattan anlayanlar askeri işlerden sorumlu olmuşlar. Sanırım bu Yahudilerin
sahip olduğu neşeli ruha ait bir şey gibi geliyor bana.
Yorem Koşen: O sadece buna ait bir şey değil. Sanırım
sanatın artık dünyayı burada bulunma hakkımıza ikna edebilen bir askeri
liderliğe ihtiyacı olacak.”
Filmde eleştireceğim nokta ise Filistin şuurunu cinsiyetçi
bir şekilde yansıtmış olmaları. İlk anlardan itibaren Müslüman erkekler
Filistin şuuruna sahip, kadınlar ise sadece kaçma eğilimi gösteriyor ve
erkekleri de bu kaçma eylemine dahil etmeye çalışıyorlar. Filmin sonlarında
dava şuuru Safiye’nin üzerinde toplanmış olsa bile bu yetersiz kalıyor.
Günümüzde kadınların dava şuuruna birçok erkekten daha fazla sahip olduğu ve Filistin
bayrağını ellerinden bırakmadıkları, mescidlerde en ön saflarda bulundukları
unutulmamalı. Diğer yandan yine Safiye üzerinden kadınların sosyal hayatta da
aktif bir yere sahip olduğu gösteriliyor (Okul müdiresi oluşu, usta ile
konuşmaları.) ve “Müslüman kadınlar, çalışmaz, eve kapatılır, sosyal hayatta
aktif bir rol oynamaz” algısı yıkılmaya çalışılıyor.
Yazımı “Filistin’e Veda, Filistin
toprağının ve insanının konumu ile dönüşümünü belki de en iyi yansıtan film”
diyen İhsan Kabil’in sözleriyle sonlandırıyorum:
“Filmin belki de en güçlü yanı,
geniş seyirci kitlelerine hitap edebilecek duygusal ve gerçekçi bir platform
yakalamasının yanı sıra, kalıcı imgesel değerleri ve bir insanlık durumunun iç
dinamiklerini manipülatif olmadan verebilen entelektüel kurgusudur. Klasik
anlatım sineması tarzında kotarılmış olan film, yer yer belgesel mesabesindeki
çekimler, üst okumalar ve belli gerilim merkezleriyle adeta epizodik bir yapı
çizer.
…
Safiye filmin sonunda,
Ayet-el-Kürsi’den aldığı güçle, işgale gidecek milislerle dolu bir trenin
havaya uçurulmasında anahtar bir rol oynayacaktır. Bu eylemde, bugünlerde
Filistin’de meydana gelen intihar eylemlerinin arketipel arka planını da bulmak
mümkündür. Bu muazzam dönem filmi, çizdiği etkileyici atmosferle, siyasi-toplumsal
gerçekçi ama aynı zamanda manevi varoluşsal bir kaygı da taşır.”
Burak Derneği Bülten, sayı 3, 2017, güz.
filmi mutlaka izleyecem
YanıtlaSilİyi seyirler :)
Silçok güzel tahlil eline saglık
YanıtlaSilTeşekkür ederim
Silfilistine gitmek lazım
YanıtlaSilÜstelik bir kez gitmekle de yetinmemek lazım
Sil